31 Mart 2010 Çarşamba

Çiçekli girişler...

Bu aralar çiçeklere iyice takıldım, sanırım baharın gelmesini hiç bu kadar özlemle beklememiştim. İlgi alanım direkt çiçekler ve yeşillikler oldu :)

İşte bugün de evlerimizi güzelleştiren çiçekler karşımızda...
Evin girişinde kullanılabilecek olan çiçek süslemeleri, kapıdan içeri adım attığımızdan itibaren eminim hepimize neşe katacaktır :)








 

Kaynak: decorpad

30 Mart 2010 Salı

Nusretiye Camii notları

Bugün ufacık bir İstanbul turu yapalım istiyor ve sizleri Tophane'ye davet ediyorum :))

İstanbul'un Beyoğlu ilçesinde olan Tophane semti boğaz kıyısındadır. Osmanlı döneminde İstanbul'un en eski sanayi bölgesi olan bu semtte, semtin adından da anlaşılacağı üzere Fatih Sultan Mehmet zamanında Tophane-i Amire binasında top dökümü yapılırmış. Semtin en büyük camisi ise Tophane'nin sahile giriş kısmında sizi karşılar, işte bugünki gezintimizin durağı Nusretiye Camii...

19. yüzyılda İstanbul'un Tophane semtinde inşa edilmiş olan cami, ilk olarak III. Selim tarafından yaptırılmıştır. 1823 yangınında bütün Tophane kül olduktan sonra ise II. Mahmud semti ve camiyi yenilemiş, böylelikle yeni camii 1826'da ibadete açılmıştır.  Aynı yıl padişah, Yeniçeri Ocağı'nı topyekün kaldırdığı için camiye Nusretiye adı verilmiştir. Cami, tek kubbeli ve iki minarelidir. Minareleri çok ince ve yüzeyi oluklu olan caminin döşemesi ise mermerdendir.





Caminin yazıları Mustafa Rakım Efendi ve Şakir Efendi'nindir. Caminin büyük giriş kapısı üstündeki yazı ise Yesarizade Mustafa İzzet Efendi'ye aittir.


Cami girişinin doğu ve batı yakasındaki çıkıntılı yapı, Hünkâr Kasrıdır. Hünkâr Kasrı yuvarlak kemerli mermer sütunlar üzerine oturmaktadır. Hünkâr Kasrına son cemaat bölümündeki odalardan ve dış yan revaklardan da girişler verilmiştir.




Nusretiye Camisi ile ilgili işte benim gözüme takılan detaylar, dilerim ufak gezintimizden keyif almışsınızdır :)
Nusretiye Camii'si ile ilgili bilgiler  tr.wikipedia.org adresinden alınmıştır.

29 Mart 2010 Pazartesi

Evimin en renkli çiçeği :)

Çiçeklerle girdiğimiz haftasonunun ardından, yeni haftaya da evimin en renkli ve en güzel kokulu çiçeği ile başlamak istedim :)

Hastalığımın tam olarak düzelmemesinden dolayı daha fazla üşütmemek için hava güzel olsa da haftasonunu genel olarak evde geçirdik ailecek.
Ufak bir abla ziyaretinin renklendirdiği pazar gününde ise kuzenine kavusan Nil, önce Kaan'ı öptü, ardından hoooop oyuncakların içine daldı, bana da kafasını hiç kaldırmadan bir oyuncaktan diğerine saldıran Nil'i yüzümde kocaman bir tebessümle izlemek kaldı :)

Kokusuyla, eve kattığı neşesiyle, her gün daha fazla büyüyüp dallanıp budaklanmasıyla, sevgime karşı verdiği gülümseme tomurcuklarıyla ve içimi ısıtan sevgisiyle işte evimin en renkli çiçeği...




Herkese sağlıklı ve keyifli bir hafta dilerim...

26 Mart 2010 Cuma

Çay saatleri çiçeklendi :)

Bahar mevsimiyle birlikte artık renk renk, çeşit çeşit açan çiçekler misafirlerimizi ağırladığımız çay sofralarımızın da vazgeçilmezi olacaktır.
İşte size çiçeklerin insana huzur veren varlıklarıyla renklendirilmiş misafir sofrası örnekleri...








Herkese sevdikleriyle geçireceği, çiçekler gibi rengarenk, huzurlu ve mutlu bir haftasonu dilerim :)

Kaynak: countryliving

25 Mart 2010 Perşembe

2 MiM bir arada :)

Sevgili Ebrulim 2 kere mimlemiş beni. Her ikisi için de teşekkür ediyor ve sırasıyla yanıtlıyorum :)



Ilk mim konum, "2009 neden iyi geçti?"
Beş iyi nedenle 2009 yılını şöyle bir hatırlayayım yeniden :)

1. Ben, tüm ailem, sevdiklerim sağlıklı ve yuvalarımızda huzurlu, mutluyduk.
2. 2009 yılının başlarında kızım yürümeye, ortalarında konuşmaya, sonlarında ise bebeklikten çıkıp çocuk olma yolunda emin adımlar attı :) Hem herkesi çok sevdi, hem de herkese kendini fazlasıyla sevdirdi :)
3. Uç senedir üzerinde çalıştığım doktora tezim 2009 yılıyla birlikte tam olarak şekillendi ve bitmesi için gerekli çalışma planı maşallah yine bu yılda gayet güzel bir şekilde ilerledi.
4. 2009 yılı başı itibariyle anneme yakın bir yere taşındım ve çalışan, evli, çocuk sahibi olmanın verdiği tüm iş sorumluluğunu benimle paylaşan annem sayesinde süper rahat ettim :) Anneciğim yeri gelmişken "SENI COK SEVIYORUM" :)
5. Amatör olarak başladığım fotoğraf çekme tutkumu profesyonel platforma taşımak için çalıştım ve sanırım  bunu başardım :) 2009 yılında farklı alanlarda çektiğim fotoğraflarla kah birilerinin düğün mutluluklarına ortak oldum, kah birilerininse kucaklarına aldıkları yavrularının getirdikleri neşeye :)

Genel anlamda 2009 yılı ailem, sevdiklerim ve dostlarımla geçirdiğim mutlu bir seneydi benim için.
Dilerim 2010 yılı hepimiz için çok daha güzel mutluluklarla adından söz ettirir :))
Simdi sıra benim mimlediklerime geldi, anlatın bakalım 2009 yılı sizin için neden iyi geçti :))

Gelelim ikinci mim konumuza... Bu mimimizin konusu da "Beğendiğimiz lezzetler"... Iştah kabartan bu mimi hemen yanıtlıyorum :)


  • Safa Restaurant-Samatya, en güzel mezenin, rakı ortamının ve ağır ağır arkadan gelen musikinin tek adresi
  • Fener Köşkü-Balat, balığın ve fasıl keyfinin bir numaralı yeri
  • Kilis sofrası-Florya, kahvaltı için şiddetle tavsiye ederim :)
  • Hamdi Restaurant-Eminonü, kebapta ve mazara da üzerine tanımam :)
  • Kalpazankaya-Burgazada, manzara eşliğinde balık ziyafeti için süper bir seçenek
  • Beerport-Beşiktaş, bira ve yanına ufak leziz atıştırmalıklar arayanlara tavsiye ederim
  • Megusta-Taksim, Istanbul'un göbeğindeki bu mekanda da Meksika mutfağının tadına bakın derim :)
Simdi sırada mimlediklerim :)
Herkese kolay gelsin :)

23 Mart 2010 Salı

ILGAZ bebek için sürpriz baby shower :)

Haftasonu süper bir kahvaltıya davet edilmiştik birtanecik dostlarımız Pınar ve Mert tarafından kendilerinin dahil oldukları bir topluluk kalabalık bir kahvaltı organizasyonu düzenlemişlerdi. Davete icabet etmek gerektiği düşüncesiyle bu güzel teklifi kabul ettik ve ailecek kahvaltı organizasyonuna katıldık.
Kahvaltı mekanına gittiğimizde kapıdan içeri girerek gelmekle ne kadar doğru bir karar verdiğimizi gördük. Cünkü grup arkadaşları gelmesini dört gözle beklediğimiz Sevgili ILGAZ bebek için bir kutlama partisi düzenlemişlerdi Pınar ve Mert'e sürpriz olarak.
Allahtan o günki organizasyona katılmış ve fotoğraf makinemi yanımda götürmüşüm, yoksa aşağıdaki karelerden hepimiz mahrum kalacaktık :)
Işte heyecanla beklenen ILGAZ bebek için hazırlanan sürpriz Baby Shower partisi...

Canlarımın arkadaşları en ufak ayrıntısına kadar düşünüp, planlayarak süper bir kahvaltı masası hazırlamışlardı o sabah. Bebek peçeteleri, oğluşumuzun ana renkleri mavi ve beyaz masa süsleri ve bebek şekerleri...

Hele şu kürdanlara bile düşünüp hazırladıkları cici notlar inanın masanın tüm havasını değiştirmişti

Tabii haberli arkadaşlar hediyeleri ile gelmişlerdi kahvaltıya, solda gördüğünüz bu hediye paketlerinden biri, sağ üst köşedeki aktivite böceği ILGAZ bebeğin snowboardcu pastası ve sağ alttaki de dedim ya tüm ayrıntılar düşünülmüş diye, işte o ayrıntılardan biri bir bebek doğumunun olmazsa olmazı bebek çiçeği :)


Işte bunlar da geçtiğimiz Cuma günü size tanıştırdığım ILGAZ bebegin biricik annesi ile babası, canlarım, dostlarım benim :)
Yine bir sürpriz daha Pıtırcığımın tişörtünü bir arkadaşı tasarlamış, bir diğeri de taşlarla süsletmiş ve ortaya annesinin karnında dünyaya gelmeyi sabırsızla bekleyen bebeğimiz için süper bir hatıra çıkmış :)

Tişörtün üzerinde yazdığı gibi ILGAZ bebek yakında geliyorrrrrrrrrrrrr :)

21 Mart 2010 Pazar

Kişisel blog ödülü'M :)

2 ay önce kendime bir dünya kurdum blog aleminde...
Hayata dair kurulabilecek tüm düşlerimin, bazen düşlerine tanıklık ettiklerimin ve çoğu zaman hepimizin hikayeleriyle birlikte olmak, yaşamı paylaşmak için...
Düşleri anlatmaya çalıştım hep fotoğraflarımla, kimi zaman gezip gördüğüm yerlerden bahsettim sizlere, kimi zaman yaşamımda gerçekleşen en büyük iki düşüm olan eşim ve kızımdan, kimi zaman düşlerine tanıklık ettiğim dostlarımdan, meleklerin dünyaya geliş hikayelerinden, aşıkların el ele verip gerçeğe dönüştürdükleri evliliklerinden...
Hep gerçekti anlattıklarım, hep yaşanmışlık vardı temellerinde ve hep bir umut vardı düşlerin kurulmasında...
"Düşlerin parlayıp söndüğü yerde, tam burada blogumda buluşmak" da benim blog dünyasına merhaba derkenki umudumdu...

Bugün bu umudumu başardığımı gösteren, yazdıklarımın, düşlerimin, düşlerine tanıklık edip paylaştıklarımın, birileri için birşeyler ifade ettiğine dair beni çok duygulandıran ve tabii ki fazlasıyla da gururlandıran bir ödül aldım Sayın Haykırış Bey'den...
Kendisi zevkle okuyup keyif aldığım diye tanımladığı bloglardan seçerek bir kitapçık hazırlamış ve bu kitapçıkta bana da yer vermiş.
Sayın Haykırış Bey, dediğiniz gibi ödüllendirerek yazılarımı öksüz bırakmadığınız, beni şahsım için oldukça anlamlı olan bu ödüle layık gördüğünüz için çok teşekkür ederim...


Ayrıca 2 aylık blog yaşantımda beni yalnız bırakmayan paylaşımlarımı okumaya, takip etmeye ve yorumlamaya layık gören herkese, tüm dostlara beni ve yazdıklarımı anlamlandırdıkları için teşekkür ederim.
Umudum hala aynı "Düşlerin parlayıp söndüğü yerde, tam burada buluşmak dileğiyle..." :)
Sevgilerimle...

19 Mart 2010 Cuma

ILGAZ bebeği beklerken...

Hayatımın en önemli iki insanı...
Biri lise yıllarımdan beri yanımda olan süper 6'lımın bir üyesi Pınar, diğeri ise üniversite yıllarımdan beri yanımdan hiç ayrılmayan dostum Mert...
Bu iki özel insanı anlatacak, hayatımdaki yerlerini tarif edecek, benim için taşıdıkları önem ve değeri ifade edecek kelimeleri bulmak gerçekten çok zor. Bu noktada söylenebilecek tek şey "Canlarım ikinizi de çok seviyorum" :)

Pınar-Mert çifti hayatımda yaptığım ilk ve tek çöpçatanlık çalışmamın sonucu olarak benim şahitliğimde süper bir düğünle dünya evine girdiler ve aradan geçen yılların ardından bu günlerde de tatlı bir telaş içindeler.. Cekirdek aileleri yakında aralarına katılacak olan ILGAZ BeBeK ile şenlenmenin heyecanlı bekleyişi içinde :)

Bir mucizenin daha gerçeğe dönüşmesine sayılı günler kaldı... Sevgili dostlarım Pınar ve Mert birtanecik oğulları için ismine ve şimdiden olması muhtemel asi ruhuna uygun korsan temalı bir oda hazırlamışlar :)
Bana da tabii ki bu güzel odayı, ILGAZ BeBeK'in anne karnındaki son günlerini ve birtanecik babasının ben fotojenik değilim gürlemeleri altındaki karelerini fotoğraflamak kaldı :)
Bu keyifli çekimde sürekli ILGAZ BeBeK'in yatağına yatmaya çalışan Nil'i zapteden kocişe de ayrıca teşekkür etmek isterim :))

Tabii bu bekleyiş içinde süper güleryüzlü ve eğlenceli anne-babasından da şen kahkahalar eksik olmuyor :)





Sevgili Mert fotograf çektirme konusunda mızıkçılık yapınca, ben de bol bol Pıtırcığımla oğluşunu fotoğrafladım :)

Işte birtanecik ILGAZ BeBeK'in özenle hazırlanan odasının korsan temalı yatak başı... Aktivite böcüklüğünde üstüne olmayan bu süper enerjik çiftten başka bir tema da beklenemezdi zaten :) ILGAZ BeBeK'in aktivite planı da şimdiden hazır 2 yaşında yüzecek, tek başına merdiven çıkmayı öğrendiği günde de snowboarda başlayacak :))

Bunlarda kapı isimliği ve halısı... Ben özellikle hem oda konseptine uygun hem de üzerinde adının yazılı olduğu halıya bayıldım. Bebek fuarında tanıştıkları bir firmaya yaptırdıkları halı gerçekten süper olmuş

Yatak süsleri ve oyuncakları

Bunlarda birtanecik anneciğin doğum için hazırladığı güzellikler... Kapı süsü, altın yastığı ve tabii ki içinde süper anıları biriktirecek olan doğum defteri

Sevgili Pınar ve Mert, o kadar kıymetli o kadar değerlisiniz ki benim için yaşadığınız bu heyecanlı günlerin sonunda sağlıkla kucağınıza alacağınız oğluşunuzla uzun, huzurlu ve mutlu bir hayat diliyorum sizlere, tabii yine bizimle birlikte :)
ve Sevgili ILGAZ BeBeK, seni heyecanla bekliyor ve dünyaya geleceğin o ilk anında yanında olacağıma söz veriyorum :)

Herkese dostlarıyla birlikte geçireceği, mucize tadında güzel bir haftasonu diliyorum :)

18 Mart 2010 Perşembe

Dolmabahçe Sarayı notları

Geçtiğimiz ay sevgili arkadaşım Burcu ile kendimize zaman ayırıp fotoğraf çekmeye çıktık. Kabataş-Beşiktaş hattında yürüyerek uzun zamandır yapmayı arzuladığımız bol fotoğraflı bir gün geçirdik :)
Işte o günden benim kadrajıma takılan Dolmabahçe Sarayı ve Saat Kulesi fotoğrafları... Kabataş-Beşiktaş hattı devam fotoğraflarını ise en yakın zamanda paylaşmak üzere şimdilik kendime saklıyorum :))

Dolmabahçe olarak adlandırılan koy, Osmanlılar Dönemi'nde kaptan paşaların donanmayı demirledikleri, geleneksel denizcilik törenlerinin yapıldığı doğal bir liman görünümündeymis. Bu koy 17. yüzyıldan başlayarak dönem dönem doldurulmuş ve Dolmabahçe adıyla padişahların Boğaziçi'ndeki has bahçelerinden biri konumuna getirilmiştir.
Yapımı, çevre duvarlarıyla birlikte 1856 yılında bitirilen Dolmabahçe Sarayı 110.000 m2'yi aşan bir alan üstüne kurulmuş ve ana yapısı dışında onaltı ayrı bölümden oluşmuştur. Bunlar saray ahırlarından değirmenlere, eczanelerden mutfaklara, kuşluklara, camhane, dökümhane, tatlıhane gibi işliklere uzanan bir dizi içinde, çeşitli amaçlara ayrılmış yapılardır. Bu yapılar arasına Sultan II. Abdülhamid Döneminde (1876-1909) Saat Kulesi ve Veliahd Dairesi arka bahçesindeki Hareket Köşkleri eklenmiştir.









Dolmabahçe Sarayı'ndan bahsedip ünlü Saat Kulesi'nden bahsetmek olmaz tabii ki :) Saat Kulesi, Dolmabahce Sarayı'nın girişine Sultan II. Abdülhamid tarafından 1890-1895 yılları arasında yaptırılmıştır. Saray mimarı Sarki Balyan tarafından yapılan Saat Kulesi, 2 metre yüksekliğinde ve 4 katlıdır. Iki tarafında Sultan 2. Abdülhamid'in tuğrası bulunan kuleye saatçibaşı Johann Meyer tarafından Paul Garnier markalı saat takılmıştır.







Dolmabahçe Sarayı ve Saat Kulesi hakkındaki bilgiler için bakınız istanbul.net :)

17 Mart 2010 Çarşamba

Papatya mevsiminde evlenmek :)

Herhalde ben bu mevsim hele bir de kır düğünü ile evlenmiş olsaydım kesinlikle tüm düzenlemelerde, her aksesuarda, her süslemede, hatta hediyelerde bile papatyanın o saf, masum ve şirin görüntüsünden faydalanırdım :)
Zira ben sadece davetiyemde kullanabilmiştim kendilerini ama bakalım sizler beğenecek misiniz sarı-beyaz renklerle bezenmiş evlilik hazırlıklarını :)















Kaynak: marthastewart, weddingthings, elegant, eventsby, bilder867