30 Nisan 2010 Cuma

Çocuklar gibi ŞEN :)

En son ne zaman bindim dönme dolaba hiç hatırlamıyorum, çarpışan arabalardaki çarpmanın yarattığı sarsıntıdan daha güçlü olan kahkalarımın bedenime yaydığı titremeyi de, en son lise yıllarındaydım herhalde gondola binerken korkudan yanımdaki arkadaşımın elini delicesine sıkı sıkı tuttuğumda :)
Öyle hızlı geçiyormuş ki zaman büyüdükçe, saatlar saniye, haftalar gün gibi bitiyormuş koşuşturmacanın içinde, bedenimiz bu hızlı rutine alışık ama ruhumuz hala yavaş hala çocuk :)
Bugün birlikte çocukluk anılarımıza dönelim istedim, öylesine saf, öylesine yalansız ve öylesine sevgi dolu...
Ben fotoğrafları çekerken çocukluğumun öyle güzel anılarına döndüm, öyle güzel dostlarımı yadettim ki, kimbilir belki bu kareler sizleri de nice güzel anılarınıza kavuşturur...

Herkese çocuklar gibi ŞEN geçirecekleri mutlu bir haftasonu dilerim :)










28 Nisan 2010 Çarşamba

Düğün Hikayesi: Lerna ve Murat

Mucizelerin birer birer gerçeğe dönüştüğü DÜŞLERDENİZİ'nde bugün sizleri MutluMasal kahramanlarından çok tatlı bir çiftin düğün törenlerine şahit olmaya davet ediyorum...
Güzelliği ve sadeli ile peri kızı gibi olan Sevgili Lerna ile birtanecik nişanlısı Sevgili Murat'ın düğün fotoğrafları karşınızda...
Lerna ve Murat iyi ki sizleri tanımışım ve iyi ki beni MutluMasal'ınıza ortak etmişsiniz, çok teşekkür ederim :)



Sevgili Lerna ve Sevgili Murat'ın düğün törenleri Meryem Ana Ermeni Kilise'sinde gerçekleştirildi.
Meryem Ana Ermeni Kilisesi İstanbul'un Kumkapı semtinde Şarapnel Sokağı'nda yer alan İstanbul Ermeni Patrikhanesi'nin tam karşısında bulunur. Kilisenin yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte tarih boyunca geçirdiği çeşitli yangınlar sebebiyle 1902 ve 1985 yıllarında onarımdan geçtiği bilinmektedir.


Düğün töreni başlamadan önce çiçeklerle ve mumlarla süslenmiş olan kilise konukları, gelin ve damadı ağırlamak için hazırdı



Kilise girişinin sol tarafında sevgili gelin ve damadın fotoğrafı ile birlikte taşlarla süslenmiş platform üzerine yerleştirilmiş olan davetliler için hazırlanmış tebrik defteri bulunmaktaydı


ve düğün töreni başlıyor :) 
Çiçeklerle süslenmiş kilisede davetliler yerini aldıktan sonra kilise içinde org çalmaya başlar. Damat ve sağdıcı birlikte kiliseye girerler ve en başa yani horana kadar yürürler. Daha sonra damadın annesi, kardeşi ve çok yakınları çiftler halinde içeri girerler. Erkek tarafının ardından bu kez de kız tarafı aynı şekilde kilisedeki yerlerini alırlar.
Aşağıda gördüğünüz fotoğraftaki genç adam ise Sevgili Lerna'nın yeğeni elinde tuttuğu da genç çiftin evlilik yüzükleri :)


Kilise içinde herkes yerini aldıktan sonra kulaklara çalınan düğün marşı eşliğinde gelin ve babası kilisenin kapısında belirir. Baba, kızıyla birlikte horana giden yolun yarısına kadar ağır ağır yürür çünkü bu kızını damada teslim etmeden önce birlikte geçirebilecekleri son dakikalarıdır. Aynı anda damatta gelini babasından almak için horandan kilise girişine doğru olan yolun yarısına kadar ilerler


ve büyük karşılaşma ile baba kızını damada teslim eder. Bu belki de düğünün en duygulu anıdır çünkü baba artık birtanecik kızını resmen damada teslim etmiştir


Gelin ve damat ellerinin birbirine kavuşmasının ardından horana doğru yürürler ve düğün ayini başlar




Koronun okuduğu dualar ve yapılan tören ile de çift evlenmiş olur



Dini tören bittiğinde, gelin ve damat başta olmak üzere, düğün sahipleri tek sıra halinde yan yana dizilirler ve tebrikleri kabul ederler. Tabii ilk olarak damat ve gelin birbirlerini tebrik ederler :)


Törenin sonunda birkaç kare fotoğraf daha çekecek vaktin bulunmasının ardından bendeniz güzel çifte mutluluklar dileyerek yanlarından ayrılır :)



Sevgili Lerna iyi ki seni tanımışım. O güzel yüzündeki gülümsemenin hiç eksilmemesi ve Sevgili Murat ile çıktığınız bu aşk yolunda bir ömür sağlıkla, mutlulukla ve huzurla yaşamanız dileğiyle...
Tekrardan beni MutluMasal'ınıza ortak ettiğiniz için teşekkür eder, mutluluklar dilerim :)

27 Nisan 2010 Salı

Ruhumuzu neşelendirelim :)

İyimserlik yayan, ruhu neşelendiren, ön seziyi, duru sevinci ve dengeli gücü temsil eden renktir TURUNCU...
Canlılık ve aydınlık evimden hiç eksilmesin, ılıklığın, ışığın, candanlığın ve güleryüzün simgesi turuncu benim ruhumu da neşelendirsin derseniz aşağıdaki dekorasyon örneklerine bir göz atın derim :)
Anlamının bu kadar pozitif olduğu ve sadece evimin salonunda kullandığım bu neşe kaynağını evimin bütününe mi yaysam acaba? :)







Görseller: besthomegallery, besthouseinterior, goodhousekeeping

26 Nisan 2010 Pazartesi

MutluMasal'ınıza beni de ortak eder misiniz?

Bir insanın hayatında masal tadında iki büyük gün vardır;
biri
sevdiği insan için "evet" kelimesi dökülürken dilinden
diğeri de
aylarca beklediği bebeğini kucağına alırken "damla damla" yaşlar dökülürken gözünden...

masalımın kahramanı belli oldu,
gel masalıma ortak ol ve Mutlu bir Masalı beraber yazalım derseniz
 adresinde hem
"düğün hikayelerinize"
 hem de
"doğum hikayelerinize"
ortak olmak için sizi bekliyorum olacağım...


24 Nisan 2010 Cumartesi

MuCiZeM "2" yaşında :)


Tam iki yıl önce bugün bu saatte saat tam 00:10'da kendi doğum hikayenle açtın gözlerini dünyaya...
Nasıl geçti bu kadar zaman, hangi ara bu kadar büyüdün ve tabii ki ben de ne zaman bu kadar büyüdüm bilmiyorum.
Hayatımda sadece sana olan hislerimi kelimelere dökemiyorum sanırım, sadece sana karşı olan içimdeki sevgi selini, sonsuz sabrı, düşkünlüğü, o kokunu her içime çekişimdeki burnumun sızlamasının nedenini, her "anne" deyişinde yüreğimin nasıl ısındığını ve hele bir de bana sarıldığında içimde mutluluktan uçuşan kelebekleri anlatamıyorum...
Belki doğduğunda 6 ay boyunca kolik sancıları nedeniyle sürekli ağladığında, acaba benim bebeğim birgün gelip gülebilecek mi diye düşündüğüm için bugün attığın her kahkaha benim gözlerimde biriken damla damla mutluluk yaşlarına dönüşüyor... Belki de sabretmeyi ve isyan etmemeyi seninle öğrendiğim, seninle büyüyüp olgunlaştığım ve en önemlisi varlığına sürekli şükrettiğim için sana her bakışımda beraber geçirilmiş tüm zamanlarımızın mutluluğuyla gözlerimde bir buğu oluşuyor...
Sadece bildiğim, emin olduğum birşey var ki sen benim bu dünyada parayla, pulla, çalışmayla, kariyerle asla sahip olamayacağım, 29 senelik hayatımın en özel, en anlamlı varlığısın. Sen bensin, benim bir parçamsın gözlerinde gözlerimi gördüğüm, yüreğimde herzaman sıcaklığını hissettiğim.
Sen benim KIZIMSIN...
Uğrunda gözümü kırpmadan dünyaları yakabileceğim, kılına zarar gelmemesi için tüm kötülüklerle savaşabileceğim...
Sen benim bu hayatta verdiğim en güzel kararım, benim MUCİZEMSİN...
Dedim ya sanırım şu hayatta sadece sana karşı olan hislerimi dökemiyorum kelimelere Birtanem, sadece şunu bil ki Annen seni çok seviyor ve bu satırları gözlerine dolan iki damla yaşla senin uyuyan pamuk ellerini seyrederek yazıyor...

İyi ki doğdun NİL'im...
Nice sağlıklı ve sevgi dolu yaşlar geçirmen, ömrün boyunca hep çok ama çok mutlu olman dileğiyle...

SENİ ÇOK SEVİYORUM
Annen

22 Nisan 2010 Perşembe

Doğum Hikayesi: ILGAZ BeBeK

Daha önce anne karnındaki fotoğraflarını izlediğimiz ILGAZ BeBek dünyaya gelmek için beklenen doğum tarihinden 8 gün öncesini tercih etti ve 18.Nisan.2010'da başladığı dünyaya gelme maratonunu 19.Nisan.2010'da başarıyla tamamladı :) İşte hayatımın en önemli iki dostunun Sevgili Pınar ve Mert'in birtanecik oğulları ILGAZ BeBeK'in benim gözümden fotoğraflarla doğum hikayesi...

Pazar günü saat 18:00 sıralarında çalan telefonumla doğumun başladığı haberini alır almaz soluğu hastanede dostlarımın yanında aldım ve başlayan doğum süreci ile fazlasıyla heyecanlandım :)
Hastanede yatış işlemlerini tamamladığımızda normal doğumu beklediğimizden birbirimizi rahatlatmak, aramıza katılacak yeni can için hayal kurmak ve tabii ki sevgili Mert'in de birtanecik eşine destek olmak için bol bol vakti vardı...




18.Nisan.2010 gecesini hafif sancılarla geçiren Pınar ertesi gün sabah itibariyle doğum sancılarını daha yoğun hissetmeye başladı, sık sık bağlandığı NST'de sancı tepecikleri oluşmaya ve bu tepecikler düzenli hale gelmeye başladıkça heyecanımız bir kat daha arttı :) 


Doğum bu tabii 9 ay beklemekle bitmiyor, en uzun, en heyecanlı, en telaşlı, en dua dolu ve tabii ki sonu en mutlu biten bekleyiş asıl doğum aşamasına gelindiğinde yaşanıyor.
Mert'in heyecanlı, stresli, umutlu bekleyişi...


Saatler öğleni bulmasına rağmen annesinin karnındaki yerini seven ve ondan ayrılmak istemeyen ILGAZ BeBek dünyaya gelmemek için direndi :)
Bu direnişçiyi durdurmakta tabii ki doktora kaldı ve Pınarcığım hemen ameliyata alındı...


Tarih: 19.Nisan.2010
Saat:14:51
Heyecanlı bekleyiş ameliyathaneyi kaplayan ILGAZ BeBeK'in ağlaması ile sonlanıyor...
Dünyaya merhaba demek için el sallayan ILGAZ BeBeK'e dikkat edelim lütfen :)


İlk kontrolleri yapılan ve annesine kendini göstermek için hazırlanan ILGAZ BeBek, 3.124 kg ve 52 cm :)


İşte ilk görüş, 9 aylık sürecin mutlu sonu :)
Sanırım ben en çok bu anı seviyorum çektiğim doğum fotoğraflarında özlemli bekleyişin sonundaki mucizevi kavuşma, gözlerde yaş, yüreklerde tarifi imkansız bir mutluluk ve o andan itibaren anne yüreğine düşen sınırsız sevgi...



Bebeğini sağlıkla dünyaya getiren melek taçlı Melek Arkadaşım Pınar :)


Babayla kavuşma anı da bir o kadar duygusaldı :) Kocaman elleri, sevgi dolu yüreğiyle, bebeğini sarıp sarmalayacak süper bir baba oldu tabii ki Sevgili Mert...





Sevgili dostlarım Pınar ve Mert, dünyaya gelen mucizenizle bir ömür boyu sağlıklı, mutlu ve huzurlu olmanız dileğiyle... Benim için çok özel olduğunuzu söylememe gerek yok herhalde :) Bu güzel anınıza tanıklık etmem için beni yanınızda istediğiniz ve beni teyze yaptığınız için çok teşekkür ederim :)
SİZLERİ ÇOK SEVİYORUM...

İşte bir mucize daha gerçeğe dönüştü ve  minik bir melek dünyaya gelişi ile bir ailenin daha yüzünü güldürdü... Allah dileyen, isteyen herkese bu mutluluğu tattırsın ve bebeklerin şen kahkahaları tüm dünyamızı aydınlatsın :)
Yer: Beylikdüzü Medicana Hastanesi